» Okyanusun En Derin Noktası
Okyanusların en derin noktası, Pasifik Okyanusu'nda, Guamadasının güney batı
tarafındaki Mariana Çukurudur. Derinliği tam 11033 metredir ve suyun içinde bir
kilogram ağırlığındaki bir cismin Mariana Çukuru'na ulaşması tam bir saat sürer.
Dünyanın Yaklaşık Olarak % 70.5'ini Okyanuslar Kaplamaktadır. Denizlerin Toplam
Yüzölçümü 360.800.000 Km2‘dir.
Okyanuslarımız Büyüklüğüne Göre Sırasıyla;
Büyük (Pasifik) Okyanus : 179.700.000 Km2
Atlas (Atlantik)Okyanusu : 104.500.000 Km2
Hint Okyanusu : 74.900.000 Km2
Okyanuslarımızın Derinliklerine Göre Sırasıyla;
Büyük (Pasifik) Okyanus : 4.028 M.
Atlas (Atlantik)Okyanusu : 3.323 M.
Hint Okyanusu : 897m.
Dünya, Güneş Sistemi oluştuğunda kızgın bir gaz kütlesi halindeydi. Zamanla
ekseni çevresindeki dönüşünün etkisiyle, dıştan içe doğru soğumuş, böylece iç
içe geçmiş kabuk, manto ve çekirdekten oluşan farklı sıcaklıktaki katmanlar
oluşmuş ve sıcak bir eriyik halindeki bu karışım zaman içerisinde ayrışmaya
başlamıştır . Önce en ağır olan demir merkeze doğru çökelerek çekirdeği , sonra
yine erimiş halindeki silikat kayaçları kristalleşerek mantoyu meydana getirmiş
, daha sonra mantonun bir kısmı tekrar eriyerek sıvı hale gelmiş ve yüzeye doğru
yükselirken soğuyup yoğunlaşarak bugünkü kabuğu meydana getirmiştir. Dünyamızın
çevresini ince bir zar gibi saran yer kabuğu bugün üzerinde yaşadığımız karaları
ve okyanus tabanını içerir. Yer kabuğunun kalınlığı ; okyanus tabanlarında 5 - 6
km karalarda 30 - 50 km dağlık alanlarda ise 70 km ye kadar uzanır. Litosfer adı
verilen taşküre, yerkabuğu ve manto'nun en üst kısımlarından oluşmaktadır
Litosferin kalınlığı ortalama 70-100 km. arasındadır.
Litosfer üst manto'nun katı bölümüdür. Litosfer'in altında ise üst manto'nun
akışkan bölgesi alan Magma yer alır. Astenosfer ise üst manto'nun eriyik halde
bulunduğu kısımdır. Magma olarak bilinen eriyik, volkanlar sayesinde yeryüzüne
ulaşır.
Uzaydan dünyamıza bakıldığında dikkat çeken iki özelliği yuvarlak oluşu ve geniş
su örtüleridir. Geniş su örtüleri okyanus, okyanusları bölen kara parçaları ise
hem coğrafik hem jeolojik manada kıta adını alır ve üzerinde akarsular ve göller
bulunur.
Peki bu kıtalar okyanuslar ve göller nasıl oluşmuştur? Önce kıtaların sonra
okyanusların oluştuğunu biliyoruz. Çünkü okyanuslar için hem çukur alanlar, hem
de su gerekir. Manto üzerinde yüzer durumdaki yer kabuğu parçaları birbirleriyle
çarpıştıklarında manto içerisine daha çok batarak alçak ve geniş çukur alanlar
oluştururlar. İşte bu çukur alanlar müstakbel okyanus yataklarıdır. Zamanla
manto içerisindeki volkanik etkinlikler sonucu yer kabuğu içindeki kırık ve
çatlaklardan yer yüzüne ulaşan sıcak gazlar, bugünkü atmosferi oluşturdu.
Yer yuvarı bir milyar yaşına gelmeden önce yeterince soğuyarak, su buharının
atmosferde sıvı su olarak yoğunlaşmasını sağladı.
Bunu milyonlarca yıl süren yağmurlar izledi. Okyanus yağmurları dediğimiz bu
yağmurlar bugünkü okyanusları oluşturdu ki okyanusların az da olsa bir bölümünün
Dünya' ya düşen buz kristalli milyonlarca meteorun erimesiyle oluştuğu da
düşünülmektedir. Güneşin etkisiyle okyanus yüzeylerinden buharlaşan sular,
atmosferde yoğunlaşarak yağış şeklinde tekrar yer yüzüne düşer.
Bunların bir bölümü yer kabuğu içerisine süzülerek "yeraltı sularını", diğer bir
bölümü de yüzey akışları halinde akarsuları ve yer kabuğunun çukur alanlarındaki
küçük su birikintileri olan gölleri meydana getirir.
Böylece dünyamız, eriyik halindeki bir kütleden karaları denizleri ve
okyanusları olan bir gezegene dönüştü.
Yapılan jeolojik çalışmalar, dünyanın oluşum yaşının 4,5 Milyar yıl geriye
gideceğini göstermiştir. Bu dönem içerisinde dünya birkaç kere levha
hareketlerine bağlı olarak bir bütün halinde dağılmış yada tekrar
toplanmışlardır. Bundan 250 milyon yıl kadar önce, Dünya'nın üzerindeki bütün
kara parçaları pangea adı verilen bir tek süper kıtayı oluşturmak üzere birleşik
durumdaydılar. Bu, bir kutuptan diğer kutba uzanan uzun ve dar bir kıtaydı. Bu
kıtayı saran ve pantalos adı verilen tek okyanus, şimdiki Pasifik'in (Büyük
Okyanus), daha geniş olan bir versiyonuydu ve yeryüzünün yüzde 75'ini
kaplıyordu. Modern dağlar olan Ant Dağları, Himalayalar henüz yoktu 150 milyon
yıl önce dünya 2 ana kıtaya ayrıldı. Kuzeyde kalan kısmına LAVRASYA güneydekine
de GONDVANA adı verilmekteydi.
Daha sonra 100 milyon yıl önce levhalar hareket etmeye başladı.
Yaklaşık 94 Milyon yıl öncesine geldiğimizde, Artık Afrika Güney Amerika'dan
ayrılmış, Kuzey Amerika Avrupa' dan ayrılmış, Atlantik Okyanusu' nun açılması
ile Afrika kıtası ve ona bağlantılı olan Arabistan kuzeye doğru hareket
etmiştir. Yaklaşık 50 milyon yıl önceki dönemde artık dünyamız ve Türkiye'nin
içinde bulunduğu alan bugünkü görünümüne oldukça yaklaşmıştır.
şayet kıtaları eskiden oldukları gibi tekrar birleştirmemiz mümkün olsaydı,
Kuzey ve Güney Amerika kıtaları, Afrika ve Avrupa kıtaları ile kesin bir şekilde
uyuşacaklardı. Kuzey Amerika'nın Apalaşlar (Appalachian) Dağları ve Avrupa'nın
İskoya Dağları, sıra dağlar oluşturacak şekilde tam olarak denk gelmektedir.
Günümüzde ayrı olmalarına rağmen, bu iki dağ oluşumunun aynı kıvrım yapıları
olan, aynı aralıklardaki aynı kaya katmanlarına sahip olmalarının, ve aynı
döneme ait aynı fosil kalıntılarının bulunmasının sebebi budur.
Günümüzdeki kıtalar, bundan 200 milyon yıl kadar önce ayrılmaya başlayan
Pangeanın birer parçalarıdır ve bu parçalar hareketlerine devam etmekte ve
kıtalar birbirlerinden yılda 7.5 cm.'ye varan bir hızla ayrılmaktadırlar.
Arabistan levhası kuzey-kuzeydoğu doğrultusunda yılda 4.5 cm hızla ilerleyerek,
Anadolu levhasını devamlı sıkıştırmaktadır.. Türkiye'de meydana gelen
depremlerin esas nedeni de, Arabistan levhasının bilinen bu hareketidir.
Halihazırda yeryüzünün üst bölümü kara parçalarından ve su kütlelerinden oluşmuş
olup Kuzey Yarım Küre'de karalar, Güney Yarım Küre'den daha geniş yer kaplar.
Karaların Kuzey Yarım Küre'de daha fazla yer kaplaması nedeniyle, Kuzey Yarım
Küre'de; Yıllık sıcaklık ortalaması daha yüksek olup sıcaklık farkları daha
belirgindir. Asya, Avrupa, Kuzey Amerika'nın tamamı ve Afrika'nın büyük bir
bölümü Kuzey Yarım Küre'de yer alır. Güney Amerika'nın ve Afrika'nın büyük bir
bölümü, Avustralya ve çevresindeki adalarla Antartika kıtası Güney Yarım Küre'de
bulunur. Kıtaların birbirinden ayıran büyük su kütleleri okyanuslar dır.
Bu makale Çeşitli Bilgiler kategorisinde kayıtlıdır. Etiketler: Okyanusun
En
Derin
Noktası
Copyright © Erenet.NET Tüm hakları saklıdır. Yayınlanma 2006-12-24 (24898 okunma) Geri Dön Tavsiye Edin Yazdır |