» Bilgisayar Terimleri - 5
Client-server model: Kullanıcı-dağıtıcı modeliBir çok iletişim ağı protokolünün
çalışma şeklini tanımlayan bir model. Bu modelde aynı ağ üzerinde bir dağıtıcı
program (server), ve bu dağıtıcıdan bilgi talebinde bulunan kullanıcı
programları (client) vardır. Örneğin bir çok yerel iletişim ağlarında bir dosya
dağıtıcısı (file server) ve ondan gerektiğinde dosya talep eden kullanıcılar (client)
vardır. Bu modelin en büyük avantajı işlem yükünün makineler arasında
paylaşılmalıdır. kullanıcı (client), dağıtıcı (server), anasistem-terminal
modeli.
Client: Bir ağ servisini kullanan kullanıcı veya kullanıcıya hizmet eden
program.
Clock : Saat sinyali.
CMS (Color Management System): Renk Yönetim Sistemi. Ekranların RGB, ofset baskı
tekniğinin CMYK olmasından dolayı meydana gelen renk kayıplarını gidermek için
kullanılan renk yönetim programları. EfiColor, KPCMS gibi..
CMYK: Cyan, Magenta, Yellow, Black renklerinden oluşan ve ofset baskı tekniğinde
kullanılan renk dünyası. CMYK'da renkler birleştikçe (üstüste geldikçe)
koyulaşır. Bu yüzden Subractive Colour (Çıkarılan Renkler) olarak
isimlendirilir.
COAXİAL : Dış ortamdaki parazit gürültülerden etkilenmeyen dışı örgülü 75 W Ohm'luk kablo cinsi ve standardı.
COBOL: Komplike iş uygulamaları ile ilgili program yazmaya uygun bilgisayar
programlama dili. COBOL, US savunma bakanlığı kuruluşu olan CODASYL ile çeşitli
bilgisayar imalatçıları ve bilgi işlem cihazları kullanıcıları tarafından
geliştirilmiştir.
Code (kod): 1- Bilgisayar sistemleri için talimat yazmak.2- Uygun tabloya göre
bilgilerin sınıflandırılması3- Makine dilini kullanmak.4- Program yapmak.
Colorization (Renklendirme): Siyah - beyaz bir görüntüye renk katmak veya renkli
bir görüntünün rengini değiştirmek.
Colour Bars: Herhangi bir video cihazı içindeki renk dengesini ayarlayan
standart renk tablosu
Column Chart: Dikey kolonlardan oluşan bir tablo.
Command (komut) : Bilgisayara başlamasını, durmasını veya devam etmesini
söyleyen bir pals, sinyal, kelime veya harf dizisi. Command, çok sık olarak
instruction (talimat) ile karıştırılır.
Command İnterpreter : Komut Analizörü.Bir Turbo DOS'ta komutu inceleyip de
yapması gerektiğini saptayan bölüm S.R. Ranganathan tarafından geliştirilmiş
yüzeysel bir sınıflandırma düzeni.
Communication Link (İletişim Hattı): İki kullanıcıyı birbirine bağlayan donanım
ve yazılımdan oluşan sistem.
Compact disc: Kompakt disk Laser ile okunan ses ve görüntü disklerdir. Yapımı
foğtoğraf filimlerinin basımına benzemektedir. Önce müziğin üzerine işlendiği
bir uzman disk hazırlanır. Bu diskten negatif çıkarılır ve negatife göre seri
disk imaline geçilir. Laser disk üzerine depolanmış dijital müzik bilgilerini
okur. Disk yüzeyinde yaklaşık olarak 5 milyar nokta bulunur. Her nokta sesin
dijital bir sinyalini temsil eder. Bir saniyed 44 bin 100 nokta okunur. Böylece
analog ses okuma sistemlerinin avantajları yakaklanmış olur. Disk yüzeyinde
mekanik bir temas olmadığndan aşınma da olmaz. Diske müzik kaydetmek için yüksek
güçlü bir laser kullanılır. Okunma sırasında düşük güçlü laser kaynağı eterli
olmaktadıdr. Disk üzerindeki izlerin toplam uzunluğu 2.5mil kadardır. İz
genişliği ise 0.5 mikrondur.Comparator Karşılaştırıcı.
Compiler : Derleyici.
Compiler : Herhangi bir programlama dili ile yazılmış bir bilgisayar programını,
bilgisayarın kendi diline çeviren program (Derleme)
Composite (Kompozit): Yayın amacı ile üç ayrı renk sinyali (kırmızı, yeşil ve
mavi) artı zamanlama ve senkronizasyon sinyallerini hava dalgaları veya tek bir
kablo yoluyla nakledilebilir. bir kompozit içine kombine edilebilmesi. Kompozit
videolar ve televizyon setlerinde VCR'lerde ve diğer alt fiyat grubundaki video
techizatında kullanırlar.
Composite Sync: Yatay ve dikey scan kontrolleri olan toplu bir senkronizasyon
sistemi.
Compression/Decompression: Depolama ve iletişim araçlarının taşıyabileceğinden
daha fazla bilgiyi saklamamızı ya da iletmemizi sağlayan sıkıştırma ve açma
yöntemidir.
COMPUSERVE: Compuserve'de America On Line gibi, dünyanın en büyük on-line
servislerinden biridir. Aradaki fark Compuserve'ün daha çok iş dünyasına yönelik
olmasıdır. Compuserve'den Internet'in birçok servisine metin-tabanlı
bağlanabilirsiniz. Compuserve aynı zamanda Spry Inc firmasının da sahibidir. Bu
yüzden Spry Inc'e ait olan Mosaic web tarayıcısının promosyonlarını
gerçekleştirmektedir. Compuserve, yakında kendisi dışında Internet'e ayrı bir
tarayıcıyla bağlanmak istemeyenler için Microsoft Internet tarayıcısının özel
bir sürümünü destekleyecektir. Compuserve hakkında Internet üzerinden bilgi
almak için http//www.compuserve.com ve http//www.spry.com adreslerine
bağlanabilirsiniz.
Compuskip: Banttan bulunduğu durumdan ileride veya geride belli sayıda seçilmiş
konumu arayıp bulan sistem.
Computer Simulation: Bir bilgisayar programı içindeki fiziksel işlemlerin
simülasyonu
CONFERECING (KONFERANS): Web üzerinde, iki ya da daha fazla bilgisayar
aracılığıyla, yüzyüze, görsel ve sesli iletişimdir. Günümüzde hatların
elverişsiz olması nedeniyle eş-zamanlı bir görüşme sağlamak olanaksızdır.
Web'ler bu tip iletişimi sağlamak açısından BBS'lerden daha elverişlidir. http//webnotes.ostech.com
adresinde bu konu hakkında bir demo bulabilirsiniz.
Configuration (konfigürasyon) : Hardware için, sistemi oluşturan bir grup araç.
(device) software için toplam software grubunun arasında kurulan ilişki.
Configuration: Bir bilgisayar sisteminin dizaynı cihazların birbirine uyumunu
sağlayan arajman işlemi.
Congestion: TıkanıklıkVeri iletişim ağının kapasitesinden fazla yüklenmesi
sonucu oluşan durum.Connection (Bağlantı)Bir noktadan diğer bir noktaya adanmış
veya anahtarlanmış iletişim yolu.
Continue: CD player'de seçilmemiş bölümlerin çalınmasına devam edilmesini
sağlayan özellik.
Contrast (Kontras): Bir görüntünün beyaz bölgelerinin siyah bölgelere oranının
farkı.
Contrast Ratio (Kontras Oranı): Bir görüntünün mümkün olan en parlak bölgesinin,
mümkün olan en karanlık bölgesine olan parlaklık oranı.
Contrast: Bir görüntünün beyaz bölgelerinin siyah bölgelere oranla ne denli
parlak olduğu
Control unit : Bilgisayarda işlemleri organize ve kontrol eden bölüm.
Controller : Bir işlem veya makinenin işlemini kontrol eden aygıt.
Coprocessor : Mikroişlemci ile birlikte çalıştırılan ve mikro işlemcinin özel
bazı hesaplamalarını daha hızlı yapabilmesini sağlayan mikroişlemci cihazı.
CorelIDRAW 7.0: Eski yavaşlığını yenerek karşımıza çıkan Coreldraw 7.0, vektör
grafiğe dayalı, metin işleme olanakları ve 22.000 ClipArt, 825 tane font ve 100
tane High-Resolution olanakları ile beğeni kazanan bir program.
Counter: Sayaç. Mekanik ya da elektronik olarak çalışır. Kafa önünden geçen band
uzunluğunu inç cinsinden verir.
CPU: Central Processing Unit. Merkezi İşlem Birimi. Bilgisayarın işlemlerinin
yapıldığı ve transistörlerin bulunduğu küçük çip.
Cracker: Sistem kırıcıSistem kırıcı yetkisi olmayan bilgisayar sistemlerine
girmeye çalışan kişilere verilen isimdir. Bu kişiler bilgisayar hastalarının (hackers)
tersine kötü niyetlidir ve kırdıkları sistemlerden bir çok menfaat elde ederler.
bilgisayar hastası (*****), Truva atı (Trojan Horse), virüs (virus), solucan (worm).
vb.
Cracker: Sisteme giriş yetkisi olmayan sistem kırıcı kişilere verilen isim.
*****'ların tersine kötü niyetli kişiler olup, menfaat elde etme amacı güderler.
Crawis: Ekranda gözüken credit'lerin veya diğer grafik malzeimelerinin
haraketleri
Cursor (imleç) : Bilgisayar ekranında göz kırpan çizgi veya kutu. Bir sonraki
data girişinin nereye yapılacağını gösteren işaret.
Cut: Bir yapım içinde bir sekans ile diğer bir sekans arasında ani bir geçiş
aynı zamanda bir video edit'i için de kullanılır (kesme).
CWIS: Campus Wide Information system
Cyan : Camgöbeği rengi.
Cyberspace (Siberuzay): Ünlü bilim kurgu yazarı William Gibson tarafından
Neuromancer isimli romanında kullanılan terimdir. Bilgisayarlardan oluşan ve
toplumun bu bilgisayarların etrafında oluştuğu bir dünyayı ifade etmektedir. İlk
kez ünlü bilim kurgu yazarı William Gibson'un "Neuromancer" adlı romanında
kullandığı, bilgisayar destekli iletişimin, insan beyni ve bilgisayar ağı ile
tanımladığı bölge.
DA (Display Adapter): Görüntü adaptörü.
DA/Converter: Bilgisayar tarafından kullanılan dijital sinyalleri, analog
sinyallere çeviren bir cihaz
DAC : Dijital ses kasedi
DARPA: Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı (Defense Advanced
Research Projects Agency)
DAT : Dönel kafa prensibi ile sayısal yazan ve okuyan kesinlikle dip gürültüsü
olmayan kayıt cihazları. Bunlar 44.1 ya da 48, KHz sampling rate kullanarak CD
kalitesinde ya da daha yüksek kalitede kayıtlar gerçekleştirir. Bunların CD'ye
çıkışları sayısal olarak yapılacaksa mutlaka 44.1 olarak kaydedilmelidir.
DAT : (Digital Audio Tape) Özel formatta kaseti üzerine 16 bit 44.1 ya da 48 KHz.
sampling rate kullanarak digital ve dönel kafa prensibi ile çok kaliteli kayıt
yapan teyp sistemi.
DAT : Digital Audio Tape günümüzde Master banda olarak standartlara yerleşmiş
Teyp sistemi. Dönel kafa sistemi ile çalışmakta. CD ya da üzerinde kayıt yapan
teyp sistemi.
DAT: Digital Audio Tape tamamıyla sayısal kayıt formatları ile kendine özgü
kaseti üzerine video recorder prensibi gibi dönel kafa ile kayıt yapan teyp
aygıtı.
Data (Bilgi-veri) : Bilgisayar tarafından üretilen ve işlenebilen bilgi elemanı
için kullanılan genel terim.
Database Veri tabanı: Bir bilgisayar sistemi içinde saklı ve erişilebilir
verilerin tümü. Bunlar değişik kullanıcıların aynı bilgilere erişebilmesi ve
gereksiz tekrar ve fazlalıkları önlemek amacıyla büyük bir kütük şeklinde
hazırlanabilir. Bu düzen veri saklama alanında daha az yer kapladığı gibi erişim
süresini de hızlandırır. İzni olmayan kişilerin kullanmasını ve başkalarına ait
verilerle karışımı veya bunların bozulmasını önlemek için bu kütüğe parolalar ve
kullanıcı alanları konulabilir.
Data bus : Veri hattı.
Database (Veritabanı): Bilginin çok sayıda kullanıcının yararlanacağı şekilde
saklanması.
DBS: Uydu televizyon yayınları televizyon sinyallerini uydulardan direkt olarak
evlerdeki antenlere gönderen uydu yayın sisitemi.
Decimal : Onlu.
Decoder: Kod çözücü. Bazı uydu yayınları elektronik olarak kodlanmakta ve kod
çözücü olmadan izlenmemektedir. Sadece abonelere dağıtılan bu kod çözücüler,
sinyalleri izlenebilir hale getirir. Ancak rekabet nedeniyle pek çok kuruluş
kodlama sisteminden vazgeçmek zorunda kalmıştır.
Decoder / Encoder : Bir decoder kompozit bir video sinyalini ayrı ayrı RGB
sinyallerine çevirir. Bir encoder ise, bu RGB sinyallerini tek bir kompozit
sinyale çevirir.
Dedicated Line: Bir iletişim şirketinden kiralanan özel hat.
Default route: Varsayılan rotaSevk tablosunda adresi bulunamayan paketlerin
gönderileceği rota.
Default : Bilgisayarın otomatik olarak geçerli saydığı ve aksi belirtilene kadar
geçerliliğini koruyan işlem veya değer.
DARPA: Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri AjansıAskeriye tarafından
kullanılmak üzere yeni teknolojiler üretmekle sorumlu A.B.D. Savunma Bakanlığı
Ajansı. DARPA (daha önce ARPA olarak bilinmekteydi) bugünkü Internet'in
geliştirilmesinden sorumluydu ve Berkeley UNIX ve TCP/IP'yi de içeren bir çok
geliştirme projesini finanse etti.
DDN NIC: Savunma Bakanlığı Bilgisayar Ağı için Ağ Danışma MerkeziGenelde "The
NIC" olarak bilinen bu yerin en önemli sorumlulukları arasında Internet ağ
adreslerini ve özerk sistem numaralarının dağıtılması, hiyerarşideki en üst
alanın yöntemi, ve DDN için danışma ve destek hizmetleri vermesi gibi konular
sayılabilir. Burası ayrıca RFC'ler için birincil başvuru kaynağıdır. ağ adresi (network
address), Ağ Danışma Merkezi (Network Information Center), Yorumlar İçin Rica (Request
For Comments).
Definiton: Bir görüntünün kesinlikği veya ayrışımı.
Defringe: Photoshop'da, A zeminindeki bir B alanını kopyalayıp, bir C alanı
üzerine yapıştırdığınızda, B alanın kenarlarında oluşan ve A zeminine ait olan
pikseller. Bu piksellerdeki renk, C ile uyumsuz ise çok çirkin bir görüntü
oluşur.
Degrade: Bir rengin bir başka renge dönüşmesi esnasında oluşan renk geçişi.
Koyudan açığı gibi..
DEJANEWS: Adres http//www.dejanews.com/DejaNews aradığınız konuyu UseNet haber
grupları aracılığıyla bulur. Bulunan bilgiler ise yazdığınız kelime tutarlılık
derecesine göre sıralanır.
Dekuplaj : İstenmeyen sinyallerin şaseye iletilmesi.
Dekuple : Bir sonraki kata iletilmeyen, şaseye aktarılan
Delete: CD playerde diskin istenmeyen bölümlerinin çalınmamasını sağlayan özelik
(veya silme tuşu).
Delimiter : Bir depolama bölgesinde bilginin başlangıç ve bitişini işaretleyen
karakter.Bu işlem için genellikle virgül, iki nokta üst üste, space kullanılır.
Desaturate: Solgunluk. Bir rengin veya bir alandaki renklerin, olduğundan daha
cansız, tram değeri düşük görünmesi.
Device : Özel bir işlem yapabilen hardware parçası. Printer, bir device
örneğidir.
Deşarj : Boşalma, üzerindeki yükü atma.
Dial-up: İki makine arasında telefon hattı üzerinden arama yapılarak sağlanan
geçici bağlantıya verilen isim.
Difüzyon : Dağılma, yayılma, püskürtme.
Digital (Sayısal): Ses, görüntü, bilgisayar verisi ya da diğer bilgiler için
işlemleri yapmak veya ikilik (sıfır veya bir) sinyalleri iletmek için voltaj,
frekans, genlik, zaman vb. ayrık değişkenleri kullanan bir yöntem.
Digital Analog Converter : Sayısal analog dönüştürücü.
Dijital/Anolog Çevirme : Bilsayarın hafızasında herhangi bir şekilde depolanmış
örnekler sayısal olarak işlenip, analog sinyallere çevrilir. Bu sinyallerinde
uygun bir cihaza iletilmesiyle hafızadaki o verinin temsil ettiği sesi duyarız.
Digital Audio: Sesi daha yüksek kalite sağlmak amacıyla bir sayısal dizi
şeklinde kodlayarak saklanan bir ses alma tekniği.
Digital Computer : Sayısal bilgisayar.
Digital Date: Bilgisayarda kullanılan ve işlemi yapılan sayısal bilgiler
Digital : Sayısal.
Digitize: Bir audio veya video sinyalini analog halinde, bilgisayar cinsi
dijital kod numaralarına dönüştürmek.
Digitizer: Analog bir video görüntüsünü dijital bilgisayar grafiğine dönüştüren
bir cihaz.
DA Conversion: Bilsayarın hafızasında herhangi bir şekilde depolanmış örnekler
sayısal olarak işlenip analog sinyallere çevrilir. Bu sinyallerinde uygun bir
cihaza iletilmesiyle hafızadaki o verinin temsil ettiği sesi duyarız.Sentezleme
yoluBilgisayar ses kartına veya içerdiği ses düzeneğine nota bilgisini yollar. O
düzenekte bu bilgiye analog sinyaller üretir.En uygun iki tür sentezleme metodu
FM ve dalga tablosu sentezlemeleridir.MIDI Yardımıyla Nota bilgisi, bir midi
aracısıyla, midi standartını destekleyen müzik aletlerine bilgisayardan
yollanır. Bu müzik aletleri de gelen bilgiye göre müzik üretir. Burada
gerçekleşen olay kısaca şudur Bilgisayar çeşitli müzik aletleriyle belli bir
aracı sayesinde iletişim kurabilmektedir.CD-ROM Sürücünün Denetlenmesi
Bilgisayar bir CD sürücüsünü kontrol ederek, bir CD' deki depolanmış müziği
okutabilir.Ses kartlarının bilgisayar dünyasında anlayabileceği sayılar dijital
halinde ifade etmenin temelinde analog/dijital çevirme işlemi bulunmaktadır.
Örneklemenin kalitesi alınan örneklerin ne kadar sıklıkla alındığı ve her bir
örneğin ne kadar bit'le anlatıldığıyla doğru orantılıdır. Örnek olarak, l6
bitlik, 44 Khz.lik bir örneklemenin anlamı bir doğal sesi, bir/44000 sinyalde,
bir değerini ölçmek ve elde edilen değeri 2 üzeri l6 değerden birisine
(2^16)eşitlemektedir. Günümüzde l6 bitlik örneklemeler yaygındır. Fakat değişik
çözünürlüklerde vardır.Adlib Gold l000, l2 bitlik Genoa Audiobahn l0 bitlik
örnekleme kullanılır.ADPCM PCM`in değişik bir çeşidi olup daha çok sıkıştırma
olanağı sağlar. Bunun bedeli de ses kalitesinin PCM de olduğundan daha az
olmasıyla ödenir.FM Sentezleme Yukarıda bahsedilen bu sentezleme metodunda ses
verisi: dalga şekli üretebilen işlemciler tarafından yaratılır. Bunu da bazı
basit dalga şekillerini kullanarak, bunları çeşitli şekilde belirleştirerek
yapmaya çalışırlar. Temel olarak Sinüs kare, üçgün, testere dişi şeklindeki bazı
basit dalga şekillerini birleştirip ezip büzüp gerçek bir ses datasına
yaklaşmaya çalışırlar.Bu tabi ki çok zordur. Etrafımızda duyduğumuz doğal
sesleri yapısında o kadar fazla Sinüs dalgası vardır ki bunlar sayı olarak
taklit edilmesi bile şekil olarak taklit edilmeleri imkansıza yakındır. FM
sentezleme yoluyla gerçekci sesler elde etmek zordur. Zaten FM sentezleme ile
elde edilmiş sesleri dinlerken, elektronik devreleri bu işte bir parmağı olduğu
hissine kapılırız. Gerçek sese yaklaşmak için gelişigüzel dalga birimlerinin de
kullanıldığı olur. Fakat daha çok işlemci kullanmak kaliteli ses elde etmek için
daha uygun bir yöntemdir. Adlib FM sentezlemeyi kullanan ilk kartı. Bu kart'da
iki işlemcili bir yamaha YM 3812 FM çipi bu görevi üstlenmişdir. Bir çok Adlip
uyumlu kartlarda FM sentezlemeyi kullanırlar. FM sentezleme yapan daha yeni
kartlar yamaha SBPro daha mantıklı bir seçim olacaktır.
Directory (dizin) : Depolama bölümü için her dosyaya ait adı, yeri, boyutu,
yazılım veya son düzeltme tarihini veren tablo.
Disket : Software veya data kaydetmeye yarayan, düz, eğilebilir, magnetik
materyal ile kaplı ve koruyucu zarf içindeki çevre birimi.
Display size: Bir monitörde, kullanıcının çalışabileceği gerçek ekran alanı
Display: Bir görüntünün elektriksel işaretlerden optik işaretlere çevrildiği
düzen.
DCE: Dağıtılmış İşlem OrtamıStandart programlama arabirimleri, yöntemleri ve
hizmet birimi işlevlerinden oluşan ve aynı uygulama programlarını değişik
mimariye sahip bilgisayarlar üzerinde kullanabilmeye olanak sağlayan mimari.
Digital, IBM ve Hewlet Packard tarafından öncülük edilen Açık Yazılım Kurumu (OSF-Open
Software Foundation) tarafından desteklenmekte ve gelişmeler kontrol
edilmektedir.
Distorsiyon : Bozulma, değişikliğe uğrama, girişe uygulanan ya da üretilen
sinyalin orijinal dalga şeklinde bulunmayan özelliklerin çıkışta meydana
gelmesi. Distorsiyon, haberleşme sistemlerinde önemli bir problemdir. Arzu
edilmez. Çeşitleri: Genlik, Atenüasyon, Geçiş, Gecikme, Sapma, Harmonik,
İçmodülasyon, Lineer olmayan, Faz, Optiksel, Aralık distorsiyonlarıdır.
Distorsiyon : Orijinal sinyalin faz, frekans, genlik ve dalga şekli bakımından
bozulmaya uğraması.
Distortion: Bir devrede giriş karakteristiğinin çıkışta tam olarak yeniden elde
edilmemesi, şekil bozukluğu, deformasyon, distorsiyon, sesin güçlendirilmesi
sırasında oluşan bozulma miktarı. Oran, yüzde 1'den küçük olmalıdır. Müzik seti
alırken broşüründe bu oranın düşük olmasına dikkat etmek gerekir.
Distributed database: Dağıtılmış veritabanıKullanıcıya tek bir veritabanı gibi
gözüken fakat ayrı yerlerdeki veritabanlarından oluşan veritabanı. Buna iyi bir
örnek olarak Alan Adı Sistemi'ni (DNS-Domain Name System) verebiliriz.
Dizüstü bilgisayarlar: Multimedya tasarımı bir dizüstü bilgisayarın sabit
diskine kopyalanır ve mevcut ekranından gösterilir. Prezantasyon birebir veya
birkaç kişiye yapılacaksa kullanılır.
Derleyen: Ahmet Akkoç (efe44)
Düzenleyen: Erenet.NET
Bu makale Bilgisayar Dersleri kategorisinde kayıtlıdır. Etiketler: Bilgisayar
Terimleri
5
Copyright © Erenet.NET Tüm hakları saklıdır. Yayınlanma 2006-11-07 (4009 okunma) Geri Dön Tavsiye Edin Yazdır |